Arama ve Kurtarma

İnsan yerleşimlerine yakın yerlerde depremin afete dönüşme potansiyeli yüksektir. Depremlerden sonra hayatı sürdürebilmek, eğer deprem büyük afete yol açmışsa çok zor olabilir. Bir olağandışı durum olan depremin başladığı andan normal yaşantıya dönene kadarki süreçte bazı önlemler alınması gerekir. Depremden sonraki ilk saatler için önemli olan, kurumlardan ziyade bireylerin alması gereken önlemlerdir.

Hayat Üçgeni ve Arama – Kurtarma Ekiplerinin Deneyimleri

Deprem Sırasında Doğru Pozisyon

Deprem sırasında yapılacak doğru hareketleri anlatırken, enkazlardan sağ çıkan kişilerin kurtarıldığı pozisyonlardan söz etmekte fayda vardır. Genelde afetzedeler arama-kurtarma ekipleri tarafından, enkazda bulunan boşluklardan canlı olarak çıkarılır. Hayatta kalmak için yeterli büyüklükteki bu boşluklara “hayat üçgeni” de denir. Genellikle dirençli bir eşya tarafından, çöken yapısal unsurların desteklenmesiyle oluşur. Bu nedenle, bu tür eşyaların etrafı güvenli olabilecek yerlerdir. Dolayısıyla bu tür yerlerde çöküp kapanarak, koruyucu bir pozisyon alınabilir. Bununla birlikte yapıların çökme şeklinin önceden tahmin edilmesi mümkün olmadığından, yaşam üçgeninin nasıl oluşacağını kestirmek zordur. Ayrıca binanın çökme ihtimali olduğu düşünülüyorsa, en kısa zamanda güvenli bir binaya taşınmak doğru bir tedbir olacaktır.

Bireylerin deprem sırasında sağduyulu davranarak çevrelerini doğru değerlendirmeleri önemlidir. Bunun için, en fazla korunma imkânı tanıyan, tercihen yaşam üçgeni oluşturabilecek bir yerde hedef küçültüp yere yaklaşarak başı korumak, diğer adıyla Çök-Kapan-Tutun hareketini yapmak, yaralanma ve ölümlerden büyük ölçüde koruyacaktır.

Tahliye

Tahliye

Doğa, insan veya teknolojiden kaynaklanan bir tehlikenin risk oluşturması durumunda, tehlikeden etkilenen veya etkilenme ihtimali olan kişilerin daha emniyetli bir yere taşınmasına “tahliye” denir. Bu süreçte de tahliye edilen kişiler risk altında olabileceği için, tahliye çok iyi planlanmalı ve dikkatlice yürütülmelidir.

Tahliye operasyonları koruyucu niteliktedir. Afetin durumuna göre tahliye, olay gerçekleşmeden önce veya sonra yapılabilir. Eğer tehlike önceden tespit edilebiliyorsa ve erken uyarı sistemi mevcutsa, olay gerçekleşmeden önce tahliye başlatılabilir ve insanların gereksiz yere risk altında kalması engellenebilir; fakat önceden haber alma ihtimalinin olmadığı durumlarda bu işlem, olay gerçekleştikten sonra uygulanır. Bu durumda tahliye afet sonrası olumsuz koşullar altında gerçekleştirileceğinden, tahliye edilen topluluk daha büyük risk altında olacaktır.

Genel Bilgiler
Genel Bilgiler

Aynı durum bireyler için de söz konusudur. Herkes evi için de bir tahliye planı yapmalı, işyeri ve okul gibi zamanının çoğunu geçirdiği yerler için geliştirilmiş tahliye planlarını öğrenmeli ve olay anında bu planlara göre hareket ederek, acil durum işaretlerini izlemeli ve tahliye sorumlularının direktiflerine uymalıdır.

Bir tahliye planı hazırlarken öncelikle şu konulara dikkat edilmelidir:

  • Tahliye kararı verecek mercinin belirlenmesi
  • Tahliye ekibinin belirlenmesi
  • İkaz ve uyarı sisteminin kurulması
  • Tahliye yollarının belirlenmesi ve işaretlenmesi
  • Toplanma yerinin belirlenmesi

Tahliye kararı alınmadan önce durum çok iyi değerlendirilmelidir. Hangi durumlarda tahliyeye başvurulacağı, kurum/kuruluşların Afet Acil Yardım Planları’nda açıkça belirtilmeli; bunun dışında öngörülemeyen durumlar için bir değerlendirme yapılmalıdır. Bir planın olmadığı durumlarda ise paniğe kapılmamak ve sağduyulu davranmak yeterli olacaktır. Tahliye kararı verilmeden önce, bulunulan yerin tehlike taşıdığından emin olmak gerekir. Bununla beraber, gidilecek yerin tahliye edilecek yerden daha emniyetli olmasına, ayrıca gidiş yolunda bir tehlike bulunmamasına dikkat edilmelidir.

Tahliye duruma göre hem bina içine hem de bina dışına yapılabilir. Ayrıca bina içinde yatay (aynı kat içinde) veya dikey (katlar arasında) olarak gerçekleştirilebilir. Diğer bir ifadeyle tahliyenin amacı sadece risk içeren bölgeyi terk etmektir. Gereksiz yere çok büyük tahliyelerin yapılması tahliye edilenler açısından risk oluşturacağı gibi, diğer operasyonları da olumsuz etkiler.

Bu işlem, tahliye edilenlere göre “kısmi” veya “toplu” olmak üzere ikiye ayrılır. Kısmi tahliye, doğrudan risk altında olan kişilerin hızlı bir şekilde tahliye edilmesidir. Burada amaç, tehlikeye en yakın kişilerin ortamdan hızla uzaklaştırılması yoluyla kayıpların önüne geçmektir. Örneğin, yüksek katlı yapılarda çıkan yangınlarda, yangının çıktığı kat ve onun bir üstündeki katta bulunan kişiler tahliye edilir. Diğer katlarda risk altında olmayan kişiler tahliye edilmez. Böylece, asıl tehlikeye maruz kalan kişilerin kurtarılması ve müdahale operasyonunun daha rahat gerçekleşmesi sağlanır. Toplu tahliyede ise tahliye edilecek mekânda bulunan herkes bulunduğu yeri terk ederek, önceden belirlenmiş yollardan, yine önceden belirlenen toplanma yerine gider. Yanan bir binadaki herkesin binayı terk etmesi, toplu tahliyeye örnek olarak verilebilir.

Tahliye edilen yerler de iki türlüdür. Tahliye edilen yer, tahliye esnasında uygulanması gereken prosedürleri belirler. Bir yapının tahliyesi ile bir bölgenin tahliyesi birbirinden farklı olduğu için bu iki durumun farklı planlanması gerekir.

Bina Tahliyesi

Binalar insanları dış koşullardan korumak, güvenli barınma ve çalışma ortamları sağlamak amacıyla yapılır. Modern şehirlerde insanların zamanının büyük bölümü binalarda geçer; dolayısıyla binalar hem yaşam, hem çalışma, hem de sosyalleşme alanı olarak çok büyük önem taşır.

Bazı afetlerde binalar, korunaklı birer barınma ve çalışma alanı olma özelliklerini yitirebilir; aksine insan yaşamına karşı tehlike oluşturabilir. Örnek olarak deprem veya yangın gibi olaylarda yapıların içinde bulunmak insanlar için çok tehlikelidir; çünkü bu olaylar binaya yapısal olarak hasar verebilecek ve bina içi koşulları insan yaşamına uygunsuz hale getirecek, dolayısıyla binaların hızla tahliye edilmesi gerekebilecektir.

Bazı afetler karşısında ise binalar büyük bir koruma sağlar. Bazı afetler dış mekânları daha çok etkiler. Özellikle şiddetli olmayan kötü hava şartları, küçük ölçekli kimyasal sızıntılar, sivil olaylar gibi durumlarda bölge terk edilememişse binaların içi dışından daha güvenli olabilmektedir. Bu durumlarda “içe tahliye” denen uygulama tercih edilmeli, dış mekânlardan ve binaların dış mekân etkilerine açık yerlerinden (örn. pencereler, balkonlar,teras, vb.) uzaklaşılmalıdır.

Dışa Tahliye

Dışa tahliye, bina içinde bulunan kişilerin tehlike altında olduğu durumlarda yapılır. Burada amaç, tehlike oluşturan yapıyı terk ederek risk içermeyen bir alana çıkmaktır. Dışa tahliye yapılırken binanın yapısal ve iç tasarımı büyük önem taşır. Binaların içerisindeki tahliye yolları binanın yapım aşamasında düşünülüp yerleştirilmeli ve iç tasarım yapılırken sınırlandırılmamalıdır. Kaçış yolları görülebilecek şekilde işaretlenmelidir. Ayrıca tahliyeden sorumlu bir ekip belirlenmeli; bu ekip tahliye süresince insanların doğru tahliye rotasını takip ettiğinden, tahliye sonrasında binayı terk ederken de içeride kimsenin kalmadığından emin olmalıdır. Bir bina genel olarak aşağıdaki durumlarda tahliye edilebilir:

  • Yangın anı
  • Deprem sonrası
  • Patlama sonrası
  • Sel/su baskını öncesi ve anı
  • Kimyasal kazalar
  • Terör/bomba tehdidi
  • Heyelan tehlikesi

Bir binayı tahliye ederken uyulması gereken bazı prensipler vardır. Tahliye prosedürleri aşağıdaki basamaklardan oluşur:

  • Alarm ve ikaz duyulduğunda yapılması gerekenler
  • Görevlilerin ve tahliye edilenlerin sorumlulukları (eş sistemi, özel ihtiyaç sahipleri, vs.)
  • İtfaiyeye haber verme
  • Zaman kazandıracak önlemler (eşyaları bırakma, vb.)
  • Toplanma bölgesi
  • Özel tedbirler

Yukarıda belirtilen prosedürler bulunulan yerde mevcutsa ve uygulanıyorsa, soğukkanlı bir şekilde bunları takip etmek gerekir. Yabancı bir binayı tahliye etmek gerektiğinde, varsa anonslara veya tahliye görevlilerinin yönlendirmelerine uyulmalı; aksi halde acil çıkış işaretleri takip edilmelidir. Eviniz ve aileniz için de bir tahliye planı yapmanız gerekmektedir. Bu plan bir şirket ya da tesisinki kadar karmaşık ve detaylı olmak zorunda değildir. Fakat tahliye anında neyi nasıl yapacağınıza önceden karar vermek, tahliye anında işinizi kolaylaştıracaktır.

Tahliye anında uygulanması gerekenler şöyle sıralanabilir:

  • Koruyucu giysiler ve sağlam ayakkabılar giyin.
  • Afet ve Acil Durum Çantanızı yanınıza alın.
  • Önceden belirlenen toplanma yerine ulaşın.
  • Önceden belirlenen tahliye uygulamasına uyun.

Eğer tahliye anında imkân varsa şunlar yapılmalıdır:

  • Elektrik, su ve doğalgaz vanalarını kapatın.
  • Tanıdıklarınıza nereye gittiğinizi haber verin.
  • Yalnız yaşayan, yaşlı ve engelli komşularınıza yardımcı olun.
  • Evcil hayvanlarınız için önlem alın.
  • “Tehlike geçti” değerlendirmesi gelene kadar binaya tekrar hiçbir nedenle girmeyin.

Tahliyelerin sağlıklı yapılabilmesi, kontrol mekanizmasının etkinliği, ilk müdahalenin zamanında yapılabilmesi ve yedekli görevlendirmeler için, yakın birimler/kişiler arasında eşleştirmeler yapılmalıdır. Eş birimler, gerek iç gerekse dış tahliye esnasında birbirlerini kontrol etmelidir. Yapılan eşleştirmeler, birimler bazında tahliye planları üzerinde şematik olarak gösterilmelidir.

İçe Tahliye

Daha önce de belirtildiği gibi bazı durumlarda bina içi bina dışından daha güvenli olabilir. Bina içinin daha güvenli olduğu durumlar kar ve yağmur fırtınaları, seller ve sivil olaylardır. Bu gibi durumlarda kesinlikle dışarı çıkılmamalı, bina dışında bulunuluyorsa içeri girilmelidir.

İçe tahliyenin de en az dışa tahliye kadar dikkatli bir şekilde planlanması gerekir. İçe tahliye yapıldığı zaman bina içindeki kişilerin nerelerde toplanacağı önceden belirlenmelidir. İçe tahliyede amaç dış ortamdaki olumsuz durumun etkilerinden uzak kalmaktır. Bu durum özellikle kimyasal ve radyoaktif etkileri olan olaylarda önem kazanmaktadır. Bu nedenle içe tahliye konusunda aynı zamanda “yerinde sığınak” uygulamasını bilmek gerekir.

Yerinde Sığınak

Yerinde sığınak uygulaması, dışarıdaki tehlikeli durumdan bina içinde korunmayı amaçlar ve temel olarak binanın içini izole etmeye yönelik önlemleri kapsar.

Yerinde sığınak adımları aşağıdaki gibidir:

  • Hızlı bir şekilde kapalı mekâna girin.
  • Kapıları ve pencereleri hızlıca kapatın.
  • Havalandırma sistemlerini, baca girişlerini kapatın.
  • Bant kullanarak bütün pencere ve kapıları, hava girişi olabilecek yerleri kapatın.

Bunu yaparken streç film veya naylon poşet gibi malzemeler kullanabilirsiniz; fakat kullandığınız malzemenin hava geçirmez olduğuna emin olun.

  • Önceden belirlediğiniz, evin dış etkilere en uzak (ev planına göre orta kısma yakın) odasına girip kapısını kapatın.
  • Yanınızda bir radyo ve telefon bulundurun.

Bina içinde bulunmak riskliyse, yerinde sığınak uygulamasına başvurmamak gerekir.

Bir Araya Gelme ve Haberleşme

Bir Araya Gelme ve Haberleşme

Afet sonrası haberleşme için iki farklı yol izlenebilir. Bu yollardan ilki, bölge dışından bir bağlantı kişisi tespit etmektir. Afet sonrasında kablo hattına bağlı telefonların uzun süre çalışmayabileceği unutulmamalıdır. Bununla birlikte cep telefonları, baz istasyonları yıkılmadığı müddetçe muhtemelen çalışabilecek durumda olacaktır. Fakat aynı anda herkes cep telefonuyla yakınlarını aramaya başladığında kapasite aşılacak ve şebeke kilitlenecektir. Bu tür zamanlarda SMS kanalıyla, afetten etkilenen bölgenin dışına ulaşmak daha kolay olabilir.

Bulunulan şehir dışında ikamet eden bir akraba veya arkadaş, bölge dışı bağlantı kişisi olarak belirlenmelidir. Başkentte yaşayan akraba veya arkadaşlar bölge dışı bağlantı kişisi olarak seçilmemelidir. Afetin hemen ardından ilgili bilgi bu kişiye SMS yoluyla aktarılabilir. Bütün aile ve yakınları aynı kişiyle bağlantı kurmalı, bölge dışında bulunan diğer akrabalar ve yakınlar da bu kişiyi arayıp bilgi almalıdır.

Özellikle birbirine yakın ikamet eden kişiler için geçerli olan ikinci yola göre ise, bölgedeki bir park veya herkesçe bilinen, deprem sonrasında emniyetli olabilecek bir yer buluşma yeri olarak belirlenir. Bu sayede herkes aynı yerde buluşabilir ve telefonla haberleşme ihtiyacı böylelikle ortadan kaldırılmış olur. Bu yol özellikle aile fertlerinin afet anında bir arada olmadığı durumlarda, afetten sonra buluşmak için kullanılmalıdır. Afete, buluşma noktasına gidilmesi imkânsız bir yerdeyken yakalanılması durumunda ise, bölge dışı bağlantı kişisiyle irtibata geçilmeli ve gerekli bilgiler bu kişiye tercihen SMS yoluyla iletilmelidir.

Bölge dışı bağlantı kişisine hangi bilgilerin verileceği önceden düşünülmeli ve bu doğrultuda SMS yazılmalıdır. Böylece eksik bilgi verilmesi ve tekrar tekrar mesaj atılması engellenmiş olur.

Okul çağında çocuğunuz varsa, okulun, öğrencileri afet sonrasında nerede ve nasıl barındıracağını ve onlarla nasıl haberleşebileceğinizi okul yönetimine sorup öğrenebilirsiniz. Çocuğunuz toplanma noktasına kadar yürüyebilecek veya herhangi bir ulaşım aracına binebilecek yaştaysa, ondan yetkililerin talimatlarına uymasını istemeniz gerekir.